Kriminoloji kelimesini genel manada “suç bilimi, suç olgusunun incelenmesi, suç teorileri” olarak ele alabiliriz. Kriminoloji, sosyolojinin bir alt bilimi olarak (suç ve sapma sosyolojisi) ortaya çıkmış ve sanayileşme sonrası toplumlarda suç oranlarının artması ile birlikte geniş çalışma ve araştırmalara konu olan suç beraberinde yeni açıklamalar (teoriler) getirmiş ve zamanla gelişen kriminoloji bilimi bugün başlı başına bir bilim dalı olarak kabul edilmektedir.
Kriminoloji, suç (crime) ve suçlular (criminal) ile ilgili bireysel, sosyal, ekonomik, demografik ve çevresel olguları ele alarak araştırma yapan sosyal bilim dalına verilen isimdir. Epistemolojik olarak Latince crimin, crimen ve İtalyanca criminologia kelimelerden gelmekte olup ilk kullanımı 1890 yıllarına dayanmaktadır. Kriminolojik araştırma alanları suçun sebep ve sonuçlarını inceleyerek suça etki eden nedenleri bulmayı amaçlamaktadır.
Kriminoloji genel olarak davranış bilimlerine konu olup sosyolog ve psikologlarda bu konu ile ilgilenmektedirler. Kriminologlar (kriminoloji bilim adamları) insanların neden suç işlediklerini açıklayabilmek için suç teorileri geliştirerek, geliştirdikleri bu teorileri değişik ampirik araştırmalarla test etmişlerdir.
Suç teorilerinin ve teorisyenlerin büyük çoğunluğu Amerika kaynaklıdır. Amerikan toplumunun sanayileşme sürecinde ve sonrasında diğer toplumlara göre daha yüksek oranda suç işlemesi ve ekonomik ve terörizm problemlerinin az olması bunda önemli rol oynamaktadır.
Suç, sosyal bir davranış gibi bireyin içerisinde ve dışında gelişen çok yönlü mikro ve makro seviyede oluşan bir davranışlar bütünüdür ve suç teorileri bu bağlamda çevremizdeki dünyayı anlamak ve açıklamak için kullanılan yardımcı ve yararlı araçlardır.
Kriminoloji, ceza adalet sistemi ve sistemdeki aktörlerin işleyişini anlamaya yardımcı olur. Suç teorilerinden bir bölümü küçük birim düzeyinde (birey, aile) suç olgusunu açıklamaya çalışırken “Aynı şartlarda yetişen A şahsı suç işlemezken B şahsı neden suç işlemektedir?” bazıları ise daha büyük sosyal birimler (toplum, topluluk, il ve ülke) için “ A toplumu B toplumundan daha fazla suç işlemeye iten sebepler nelerdir/ neden daha fazla suç işlenmektedir?” sorularını cevap aramaktadır.
Suç teorileri olayların nasıl olması gerektiğini değil nasıl gerçekleştiğini anlatırlar ve insan davranışları ile ilgilenen sosyal bilimler, fizik ve matematik bilimleri gibi kesin ve net sonuç açıklamaktan çok olasılıklar üzerinde dururlar.
Teorilerin, mantıksal tutarlılık (logical consistency), mümkün olduğu kadar çok kapsamlı (scope) ve olabildiğince öz ve kısa olması (parsimony) gerekmektedir. Bunlardan daha önemlisi ise, teori doğru ve geçerliliği (validity) olan ve bazı ampirik denemelerle desteklenen/ doğrulanan ve bu doğruların sosyal hayata politika önerileri olarak geçirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda suç teorileri statik değil dinamiktir ve her zaman eleştirilere ve yenilenmeye açıktır.
Kriminoloji bilim dalı oldukça geniş bir bilim dalıdır. Suç hiç şüphesiz çok yönlü ve boyutlu olarak tartışılması gereken bir olgudur. Tek yönlü düz bir kuram suç olgusunu yeteri kadar açıklayamaz.
Örneğin, pasta yapmak için sadece un kullanamazsınız eğer kullanırsanız elinizde sadece un olur, ona en basitinden ekmek yapabilmek için belirli bir miktar su ve maya katmanız gerekmektir. Kullandığınız unun, mayanın ve pişirdiğiniz fırının kalitesine göre ekmeğin lezzeti de değişecektir. Babası katil olan mutlaka katil olur, suçun artması polisin eğitimsizliğindendir, hırsız bir abisi bulunan bir çocuk hırsız olur gibi düz mantık kuramları bize sadece buz dağının görünen küçük bölümü hakkında bilgi verir.
Suça etki eden faktörler teorik olarak değerlendirildiğinde, bireysel faktörler (eğitim, gelir, vb.), ekonomik faktörler (gelir, işsizlik, vb.), ailesel faktörler (ailenin durumu, çocuk sayısı, sağlam bir aile yapısı, vb.), çevresel faktörler (yaşanan yer, göç, sanayileşme, azınlık olup olmadığı, vb.) yer almaktadır. Bu faktörleri analiz ederek suçu azaltmak mümkündür. Tarihten günümüze suç ișlenmeyen herhangi bir topluluk bulunmamaktadır.
Sosyolog Durkheim’e göre suç toplumların gelişmesine yardım eden sosyal bir olgudur ve suç işlenmeyen bir toplum yoktur. Önemli olan suçların ne kadar aza indirilebileceğidir.